Victor Hugo'nun "Bir İdam Mahkumunun Son Günü", hem edebi değeri hem de toplumsal mesajlarıyla öne çıkan, derinlikli bir eserdir. Kitap, idam cezasına çarptırılan isimsiz bir mahkumun son gününü, saat saat, hatta dakika dakika anlatır. Bu anlatım, okuyucuyu mahkumun zihnine sokarak onun korkularını, umutlarını, pişmanlıklarını ve yaşam sevincini deneyimlemesini sağlar. Eserin temel teması, idam cezasının insanlık dışılığı ve acımasızlığıdır. Hugo, bu romanıyla, idam cezasının hem mahkum için hem de uygulayanlar ve tanıklar için ne kadar yıkıcı olduğunu gözler önüne serer. Mahkumun son gününde yaşadığı psikolojik çöküş, umutsuzluk, yaşam arzusunun giderek sönüşü ve ölüm korkusu, Hugo'nun usta kaleminden etkileyici bir şekilde aktarılır. Roman, aynı zamanda, mahkumun geçmişiyle ilgili ipuçları vererek, onun insan yönünü ve hayat hikayesini de ortaya koyar. Bu durum, okuyucunun mahkuma empati duymasını ve onun durumuna daha derin bir anlayışla yaklaşmasını sağlar. Kitap, idam cezasının yanı sıra, adalet, affetme, umut ve insanlık gibi evrensel temaları da işler. Mahkumun son anlarında yaşadığı içsel çatışmalar, okuyucuyu kendi vicdanıyla yüzleşmeye ve hayata farklı bir pencereden bakmaya davet eder. "Bir İdam Mahkumunun Son Günü", sadece bir ölüm anını değil, aynı zamanda yaşamın anlamını, değerini ve insan olmanın ne demek olduğunu sorgulayan bir eserdir. Romanın hedef okur kitlesi, her yaştan ve her kesimden insan olabilir. Ancak, özellikle hukuk öğrencileri, sosyologlar, felsefeciler ve insan haklarına duyarlı bireyler için büyük bir öneme sahiptir. Eser, idam cezası gibi temel bir insanlık sorununa dikkat çekmesi ve bu konudaki düşünceleri tetiklemesi açısından önemlidir. Romanın üslubu, sade, akıcı ve etkileyicidir. Hugo, olayları ve duyguları doğrudan okuyucuya aktararak, onunla derin bir bağ kurmasını sağlar. Benzer kitaplar arasında, Albert Camus'nün "Yabancı"sı, Franz Kafka'nın "Dava"sı ve Fyodor Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza"sı sayılabilir. Bu eserler de, bireyin toplumla ve adalet sistemiyle olan ilişkisini, suç, ceza ve vicdan gibi temaları işler. Ayrıca, Victor Hugo'nun diğer eserleri olan "Sefiller" ve "Notre Dame'ın Kamburu" da, toplumsal adaletsizliklere ve insanlık durumuna odaklanmaları açısından benzerlik gösterir. "Bir İdam Mahkumunun Son Günü", sadece bir edebi eser değil, aynı zamanda insanlık için bir uyarı ve bir çağrıdır. Hugo, bu eseriyle, idam cezasının kaldırılması için mücadele edenlere ilham vermiş ve bu konudaki tartışmaları alevlendirmiştir.

Victor Hugo, Fransız edebiyatının en önemli ve etkili figürlerinden biridir. 1802'de Besançon'da doğmuş ve 1885'te Paris'te ölmüştür. Hugo, sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir şair, oyun yazarı, romancı ve politikacıydı. Romantik akımın önde gelen temsilcilerinden biri olarak, eserleriyle Fransız edebiyatına damgasını vurmuştur. Hugo'nun yazım üslubu, zengin tasvirler, güçlü duygusal anlatım ve toplumsal sorunlara duyarlılıkla karakterizedir. Olayları ve karakterleri detaylı bir şekilde işlemesi, okuyucunun eserlerle bağ kurmasını kolaylaştırır. Hugo, kelimeleri ustaca kullanarak, okuyucunun zihninde canlı imgeler yaratır. Onun eserleri, genellikle toplumsal adaletsizlikleri, insanlık durumunu ve aşkı konu alır. Hugo'nun en önemli eserleri arasında "Sefiller", "Notre Dame'ın Kamburu", "Bir İdam Mahkumunun Son Günü" ve şiir koleksiyonları yer alır. "Sefiller", yoksulluk, suç ve adaletsizlik gibi temaları işleyen epik bir romandır. "Notre Dame'ın Kamburu" ise, dışlanmışlık ve güzellik kavramlarını ele alan, gotik bir romandır. Hugo, eserleriyle birçok ödül kazanmış ve Fransız edebiyatına büyük katkılar sağlamıştır. Özellikle, Fransız Akademisi'ne seçilmesi ve hayatı boyunca aldığı sayısız onur, onun edebi başarısının bir göstergesidir. Hugo, aynı zamanda, politik görüşleriyle de tanınan bir figürdü. Sürgün hayatı yaşamış ve daha sonra Fransa'ya geri dönerek siyasete atılmıştır. Onun politik görüşleri, eserlerine de yansımış ve toplumsal reformlara olan inancını desteklemiştir. Victor Hugo, yaşadığı dönemde Fransız toplumunu derinden etkilemiş ve edebiyat dünyasında kalıcı bir iz bırakmıştır. Onun eserleri, günümüzde de okunmaya ve tartışılmaya devam etmekte, insanlığa dair önemli mesajlar vermektedir.